Background and Design: Urticaria is a very common skin disease which is characterized by itchy, erythematous and edematous plaques. Angioedema can also be seen in half of the cases in addition to skin findings. In most cases of chronic urticaria, the underlying factor is not known. Omalizumab, a recombinant human monoclonal immunoglobulin G (IgG) antibody against IgE, is a safe treatment option in chronic urticaria cases which are resistant to treatment with antihistamines. This study aimed to evaluate the treatment responses of chronic urticaria patients taking omalizumab treatment with an urticaria control test (UCT).
Materials and Methods: One hundred fifty-four patients diagnosed with chronic urticaria taking omalizumab treatment attended our evaluation between January 1, 2017 and December 31, 2018. These patients were evaluated with an UCT every four weeks. Sixty-six patients who were evaluated with an UCT during the course of the following 12 weeks were statistically analyzed. Thirty-nine of the patients received a treatment shorter than 12 months (the first group), and the remaining 27 patients received treatment for longer than 12 months (the second group). The patients were analyzed according to the duration of their treatment.
Results: The first, second, and third average UCT scores of the 3 sequential applications for the first group were 9.16; 11.57; and 12.73; respectively. There was a statistically significant difference in the UCT scores between the 3 successive applications in the first group (p<0.05). On the other hand, the first, second, and third average UCT scores of the 3 sequential applications for the the second group were 11.20; 11.40; and 12.36 respectively. There was statistically significant difference in the UCT scores between the 3 successive applications for the second group.
Conclusion: The effectiveness of omalizumab treatment in chronic urticaria patients with an UCT was investigated in this study. Omalizumab proved to be an effective treatment option in chronic urticaria patients.
Amaç: Ürtiker toplumda oldukça sık görülen kaşıntılı eritemli ve ödemli plaklarla karakterize bir deri hastalığıdır. Deri bulgularının yanında olguların yarısına anjiyoödem de eşlik edebilmektedir. Etiyolojisine bakıldığında çeşitli tetikleyici faktörlerin rol alabileceği düşünülse de özellikle kronik olgularda altta yatan sebep belirsizdir. Omalizumab immünoglobülin E’ye (IgE) karşı geliştirilmiş rekombinan insan monoklonal IgG antikoru olup yüksek doz antihistaminik tedavisine dirençli kronik spontan ürtiker olgularında güvenilir bir tedavi seçeneğidir. Bu çalışmada kronik spontan ürtiker tanılı antihistaminik tedavisine dirençli omalizumab tedavisi almakta olan hastaların tedavi yanıtlarının ürtiker kontrol testi (ÜKT) ile değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 1 Ocak 2017-1 Şubat 2018 tarihleri arasında, fakültemiz deri ve zührevi hastalıklar anabilim dalında omalizumab tedavisi başlanmış kronik ürtiker tanılı 154 hasta katıldı. Bu hastalar 4 haftada bir ÜKT’ye tabi tutuldu. Birbirini takip eden 12 hafta boyunca ÜKT’yi dolduran 66 hasta istatistiksel analize alındı. Hastaların 39’u 12 aydan kısa süreli, 27’si 12 aydan uzun süredir tedavi alan hastalardan oluşmaktaydı. Ürtiker kontrol testi toplam skorları ve her bir soru için takip eden 3 uygulama arasında anlamlı bir fark olup olmadığı, varsa hangi uygulamalar arasında olduğu araştırıldı.
Bulgular: On iki ay öncesi grubun takip eden 3 uygulamadan ilk uygulama ortalaması 9,16, ikinci uygulama ortalaması 11,57 ve üçüncü uygulama ortalaması 12,73’tü. Takip eden 3 uygulama ÜKT skorları arasında anlamlı bir fark mevcuttu. 12 ay ve sonrası grubunun takip eden 3 uygulamadan ilk uygulama skoru ortalaması 11,20, ikinci uygulama ortalama skoru 11,40 ve üçüncü uygulama ortalama skoru 12.36 idi. Takip eden 3 uygulama ÜKT skorları arasında anlamlı bir fark mevcuttu.
Sonuç: Bu çalışmada kronik ürtiker tanılı hasta gruplarında omalizumab tedavisinin etkinliği ÜKT uygulanarak araştırıldı. Omalizumab tedavisini hem 12 aydan kısa süreli, hem de 12 aydan uzun süreli alanlarda ÜKT sonuçlarında anlamlı bir iyileşme saptandı.