Background and Design: Lichen planus (LP) is a chronic inflammatory disease of unknown etiology that most commonly affects the skin and oral mucosa. Vitamin D is a steroid hormone with immunomodulatory, anti-inflammatory and antioxidant effects. The purpose of this study was to evaluate serum vitamin D levels in patients with LP and to compare these with those of healthy control subjects.
Materials and Methods: Forty-eight patients with a diagnosis of LP and 46 healthy controls were enrolled in the study. The serum levels of 25-hydroxy vitamin D, calcium, phosphate and parathyroid hormone were studied from blood samples collected from all subjects.
Results: The serum levels of vitamin D were lower in the LP patients compared to the controls and in the oral erosive LP patients compared to the other LP patients, although the difference was not statistically significant. There were no statistically significant differences in other laboratory parameters between the patient and the control groups.
Conclusion: Our study revealed no clear relation between LP and vitamin D levels. The results of our study suggest that other factors except vitamin D, particularly probable triggers, play a more dominant role in the immunopathogenesis of LP. Further studies with larger patient populations assessing serum vitamin D levels in different types of LP and vitamin D-related gene polymorphisms are now needed in order to reveal the relation between LP and Vitamin D more clearly.
Amaç: Liken planus (LP), etiyolojisi bilinmeyen, sıklıkla deri ve oral mukozayı etkileyen, kronik enflamatuvar bir hastalıktır. D vitamini immünomodülatör, anti-enflamatuvar ve antioksidan etkileri olan bir steroid hormondur. Bu çalışmanın amacı LP tanılı hastalarda serum D vitamin düzeylerini değerlendirmek ve bunları sağlıklı kontrol grubuyla karşılaştırmaktır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya LP tanısı almış 46 hasta ve 46 sağlıklı kontrol alındı. Tüm olgulardan toplanan kan örneklerinden serum 25-hidroksi D vitamini, kalsiyum, fosfat ve paratiroid hormon düzeyleri çalışıldı.
Bulgular: Serum D vitamini düzeyleri LP’li hastalarda kontrollere göre ve oral erozif LP’li hastalarda diğer LP’li hastalara göre daha düşük bulundu, ancak fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Diğer laboratuvar parametrelerinde hasta ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu.
Sonuç: Çalışmamız LP ve D vitamini düzeyleri arasında net bir ilişki olmadığını ortaya koydu. Çalışmamızın bulguları, D vitamini dışındaki diğer faktörlerin, özellikle olası tetikleyicilerin, LP’nin immünopatogenezinde daha baskın bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. LP ve D vitamini arasındaki ilişkiyi daha açık bir şekilde ortaya koymak için, farklı LP türlerinde serum D vitamini düzeylerini ve D vitamini ile ilişkili gen polimorfizmlerini değerlendiren daha geniş hasta popülasyonları ile ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.