Background and Design: Psoriasis is a chronic papulosquamous disease where histologically epidermal hyperproliferation and infiltration involving natural killer cells and cytotoxic T-cells are observed. These cells have been shown to carry cytolytic molecules containing high amount of perforin, granzyme B and granulysin (GNLY). The roles of these molecules in the pathogenesis of psoriasis are still disputed, with serum GNLY and cathepsin-l (CL) levels thought to be associated with cellular immunity. In this study, we investigated the relationship between the severity and duration of psoriasis and the levels of CL and GNLY. Materials and Methods: Prospective and randomized study of 40 patients (23 males, 17 females) with psoriasis who admitted to hospital between December 2014 and August 2015, and 40 age and sex-matched healthy controls (23 males, 17 females) were investigated. CL and GNLY serum levels were measured by ELISA method. Results: There was no significant differences in GNLY and CL levels between psoriasis patients and the control group (p=0.243 and p=0.606). There was also no statistically significant difference between psoriasis patients with low Psoriasis Area Severity Index (PASI) (≤10) and those with high PASI (>10) (p=0.86 and p=0.61) score. Conclusion: There are studies that have shown GNLY and CL in the psoriazis are important markers for disease pathogenesis. However, according to the results of this study, CL and GNLY levels are not sufficient markers to indicate the level of cellular immunity and disease severity in psoriasis. Future studies are needed on this subject with a wider range of patients.
Keywords: Psoriasis, cathepsin, granulysinAmaç: Psoriazis, histolojik olarak epidermal hiperproliferasyon ve doğal katil hücreler ile sitotoksik T-hücreleri içeren infiltrasyonun gözlendiği, kronik papüloskuamöz bir hastalıktır. Bu hücrelerin yüksek miktarda perforin, granzim B ve granulizin (GNLY) içeren sitolitik molekülleri taşıdığı gösterilmiştir. Bu moleküllerin psoriazis patogenezindeki rolleri hala tartışmalıdır, serum GNLY ve katepsin-L (CL) seviyelerinin selüler immünite ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada psoriaziste hastalık şiddeti ve süresiyle, CL ve GNLY seviyelerinin ilişkisini araştırdık. Gereç ve Yöntem: Prospektif ve randomize bu çalışmaya, Aralık 2014-Ağustos 2015 tarihleri arasında başvuran 40 psoriazis (23 erkek, 17 kadın) hastası ile yaş, cinsiyet uyumlu 40 gönüllü (23 erkek, 17 kadın) dahil edildi. CL ve GNLY serum seviyeleri ELISA yöntemiyle ölçüldü. Bulgular: CL ve GNLY seviyelerinde, psoriazis hastaları ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p=0,243 ve p=0,606). Düşük Psoriazis Alan Şiddet İndeksi (PAŞİ) skoru (≤10) olan psoriazis hastaları ile yüksek PAŞİ skoru (>10) olan hastalar arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p=0,86 ve p=0,61).
Sonuç: Psoriyatik deride bakılan CL ve GNLY’nin, hastalık patogenezi açısından önemli belirteçler olduğuyla ilgili çalışmalar mevcuttur. Fakat bu çalışmanın sonucuna göre, CL ve GNLY seviyelerinin, psoriaziste hücresel immünite düzeyini ve hastalık şiddetini göstermede yeterli belirteçler olmadıkları düşünülmektedir. Bu konuda daha geniş hasta serileri ile ileri çalışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır.