Background and Design: This study aimed to evaluate the knowledge and general approach towards complementary and alternative medicine (CAM) among patients admitted to our outpatient clinic.
Materials and Methods: This descriptive cross-sectional survey was carried out between May 2012-2013. A questionnaire comprising 25 questions was prepared and filled by using face to face interview technique in our outpatient clinic.
Results: A total of 1.021 patients were included. Six hundred nineteen (60.6%) were male and 402 (39.4%) were female. 30.5% of the participants reported CAM and 21.8% reported dermatological purpose. Women in the 30-39 age group and patients, who were college graduate and having high income levels, were using CAM more frequently. The most common conditions for CAM use were pigmentation disorders, hair diseases and inflammatory dermatoses. The most commonly used methods were herbal products, prayer and megavitamins. 61.1% of patients using CAM reported positive effects while 5.5% had side effects. Patients were using CAM because it was often recommended. 71.3% of patients reported not knowing the side effects, 59.5% of patients stated that they would inform their doctors about CAM usage, 1/3 of the patients wanted reimbursement of CAM by the Social Security Institution and would recommend CAM they used to others, 85% of patients reported that they would prefer medical treatments firstly. 12.9% of patients using CAM had a family history of CAM use.
Conclusion: We found that the rate of CAM therapies was increased in the female patients, in those with high levels of income and education and who had a family history of CAM use. We observed that our participants commonly preferred herbal products. They usually used CAM on the recommendation of a friend. They did not have enough information about the side effects. The majority of participants preferred medical treatments.
Amaç: Bu çalışmayla dermatoloji polikliniğimize başvuran hastaların Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp (TAT) yöntemleri hakkındaki bilgi ve yaklaşımlarını değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipte bir anket çalışması olarak planlanan çalışmamız Mayıs 2012-2013 tarihleri arasında yapıldı. Yirmi beş soruluk anket hastalarla poliklinik ortamında yüz yüze soru-cevap şeklinde uygulandı.
Bulgular: Çalışmamıza 619’u (%60,6) erkek, 402’si (%39,4) kadın toplam 1021 gönüllü hasta katıldı. Ankete katılan hastaların 311’i (%30,5) TAT yöntemi kullandığını ve 222’si (%21,8) dermatolojik amaçlı kullandığını ifade etti. Kadın hastalarda TAT kullanım oranı %41,8, erkeklerde %23,1’di. Kadınlarda, 30-39 yaş grubunda, üniversite mezunu ve yüksek gelir düzeyinde daha sık kullanılıyordu. Tercih edildiği tanılar sıklıkla pigmentasyon bozuklukları, saç-kıl hastalıkları, enflamatuvar dermatozlardı. En sık kullanılan yöntemler bitkisel ürünler, dua okuma, megavitamin idi. TAT kullanan hastaların %61,1’i olumlu etki, %5,5’i yan etki bildirdi. Hastalar bu yöntemleri sıklıkla tavsiye edildiği için kullanmaktaydı. Hastaların %71,3’ü yan etkilerini bilmediğini, %59,5’i doktora kullanım öyküsüyle ilgili bilgi vereceğini, 1/3’ü de SGK tarafından geri ödenmesini istediklerini ve kullandıkları ürünleri başkalarına önereceklerini, %85’i de öncelikle medikal tedavileri tercih edeceklerini ifade
ettiler. TAT kullanan hastaların %12,9’unda ailede de kullanım öyküsü vardı.
Sonuç: TAT kullanımının oranın kadın hastalarda, ailesinde TAT kullanım öyküsü olan hastalarda, gelir ve eğitim düzeyi yüksek hastalarda diğerlerine göre daha yüksek olduğu saptandı. Katılımcıların sıklıkla bitkisel ürünleri tercih ettiği, genellikle arkadaş tavsiye üzerine kullandıkları ve TAT kullanımına bağlı oluşabilecek yan etkiler konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları izlendi. Katılımcıların çoğunun öncelikle medikal tedaviyi tercih etmiş olup; ilk tedavi olarak TAT kullanmaya da sıcak bakmadıkları ortaya konuldu.