Background and Design: Although the etiology of chronic urticaria is not clear, autoimmune and inflammatory activities are suspected. We aimed to determine the relationship of serum sex hormone levels with disease severity and autologous serum skin test (ASST) positivity in
chronic urticaria patients on the basis of the fact that sex hormones have a regulatory role on the functions of inflammatory cells.
Materials and Methods: Fifty female chronic urticaria patients and 25 age-matched healthy females were included. In the patient group, severity of illness was determined and ASST was performed. Serum prolactin, dehydroepiandrosterone sulphate (DHEA-S), follicle stimulating
hormone (FSH), luteinizing hormone (LH), estradiol, progesterone and total testosterone levels in both groups were recorded.
Results: There was no significant difference in the severity of illness between ASST (-) and ASST (+) patients. DHEA-S levels in ASST (-) and ASST (+) groups were compared, and significantly lower levels were detected in the patient group. There was no significant correlation between ASST positivity and DHEA-S levels. There was no significant difference in other hormone levels between control and patient groups. It was also found that there was no significant difference in LH/FSH levels between patient and control groups.
Conclusion: In chronic urticaria patients, DHEA-S and total androgens, progesterone levels which have anti-inflammatory effects are expected to be lower, and estrogen and prolactin levels which have proinflamatory effects are expected to be higher. The reason that there was no significant difference between patient and control groups in levels other than DHEA-S may be due to the fact that these hormone levels are not directly related with autoreactivity and/or chronic urticaria.
Amaç: Kronik ürtiker etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte etiyopatogenezinde, otoimmün ve enflamatuvar süreçlerin aktivasyonu suçlanmaktadır. Seks hormonlarının immün ve enflamatuvar hücre fonksiyonlarını düzenlemedeki rollerinden yola çıkarak kronik ürtikerli
hastalarda otolog serum deri testi (OSDT), hastalık şiddeti ve seks hormon düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya polikliniğimize başvuran 50 kronik ürtikerli kadın hasta ve yaşa göre eşleştirilmiş 25 sağlıklı kadından oluşan gönüllü kontrol grubu dahil edildi. Hasta grubunda hastalığın şiddeti belirlendi ve OSDT uygulandı. Her iki grubun serum prolaktin,
dehidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S), folikül stimüle edici hormon (FSH), lüteinizan hormon (LH), östradiol, progesteron (P) ve total testosteron (T) düzeyleri kaydedilerek veri analiz çalışması yapıldı.
Bulgular: OSDT (-) ve OSDT (+) hastaların hastalık şiddetleri arasında anlamlı bir fark bulunmadı. OSDT (-) ve OSDT (+) gruplardaki DHEA-S değerleri ayrı ayrı kontrol grubuyla karşılaştırmalı olarak incelendiğinde ve tüm hastalar ile kontrol grubu karşılaştırıldığında hasta grubunda anlamlı derecede düşük olarak tespit edildi. OSDT pozitifliği ile DHEA-S değerleri arasında ise ilişki olmadığı saptandı. OSDT (-) ve OSDT (+) gruplardaki diğer hormon değerleri, ayrı ayrı kontrol grubundaki hormon değerleri ile karşılaştırmalı olarak incelendiğinde ve tüm hastalar ve kontrol grubu karşılaştırıldığında arada anlamlı bir farklılık bulunmadı. Hasta ve kontrol gruplarındaki LH/FSH oranları arasında da yine istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi.
Sonuç: Kronik ürtikerli hastalarda anti-enflamatuvar etkilerinden dolayı DHEA-S ve total T dahil androjenlerin ve P seviyelerinin düşük olması, proenflamatuvar etkili östrojen ve prolaktin düzeylerinin ise yüksek olması beklenmektedir. Çalışmamızda DHEA-S dışındaki sonuçların
istatistiksel olarak anlamlı olmaması bize bu hormon düzeylerinin otoreaktivite ve/veya kronik ürtikerle direkt olarak ilişkili olmadığını düşündürmektedir.