Dergimiz 2012 aralık sayısıyla karekod sistemi uygulamasına başlamıştır.
Makalelerin üzerinde bulunan Karekodu dilediğiniz akıllı cihazınız ile okutarak makaleyi indirebilir veya meslektaşlarınızlada paylaşa bilirsiniz.
Cihazınıza QR codeReader app indirerek uygulamayı kullanmaya başlayabilirsiniz.
Apple app için tıklayınız
Android app için tıklayınız
Amaç: Kaposi sarkomu (KS) infeksiyöz, immünolojik ve neoplastik süreçlerin birbiri içine geçtiği düşük malinite potansiyeli taşıyan vasküler tümörlerdir. Son yıllarda çok sayıda histolojik alt tipi tanımlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, 56 hastaya ait 151 kütanöz klasik KS lezyonu histolojik alt tipler açısından retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Alt tiplerin belirlenmesinde lezyona hakim olan histopatolojik bileşen esas alınmıştır. Lezyonlarda epidermis ve dermisteki değişiklikler, peritümöral ve intratümöral inflamatuvar yanıt özellikleri incelenmiştir. Olgulara ait histopatolojik değişkenler belirlenerek alt tipler açısından farklılıklar araştırılmıştır.
Bulgular: KS’unun alışılagelmiş özelliklerini içeren ve başka türlü sınıflanamayan olgular çalışma grubunun %82,8’ini oluşturmaktadır. Yirmi altı olgu ise histopatolojik özellikleri açısından literatürde tanımlanan alt tipler ile uyum göstermektedir. En sık görülen histolojik alt tip lenfanjiyektatik varyant olup, olguların %7,3’ünü oluşturmaktadır. Büllöz (%2,6), lenfanjiyom benzeri (%2,6), intravasküler (%2) ve piyojenik granülom benzeri (%2) varyantlar daha az sıklıkta izlenmektedir. En nadir görülen histolojik alt tip mikronodüler (%0,6) tiptir. Lenfanjiyektatik, büllöz, intravasküler ve piyojenik granülom benzeri varyantlar sıklıkla nodüler evre KS’larında görülmektedir. Lenfanjiyom benzeri değişikliklerin ise erken dönem KS’larında izlendiği dikkati çekmiştir. Lenfanjiyektatik tipe sıklıkla büllöz komponent eşlik etmekte, piyojenik granülom benzeri tipte ise yüzeyel ülserasyon ve yoğun inflamatuvar yanıt görülmektedir. Lenfanjiyom benzeri ve intravasküler tiplerde histopatolojik görünüm karakteristik olmakla birlikte diğer varyantlarda farklı alt tiplere ait komponentler eşlik etmektedir.
Sonuç: KS’da histopatolojik alt tipler, farklı patogenetik süreçler sonucu gelişebilir. Literatürdeki en geniş olgu serilerinden biri olan bu çalışmada daha sonraki aşama, varyantların klinik ve prognostik özelliklerinin araştırılması olacaktır.
Background and Design: Kaposi sarcomas (KS) are vascular tumors with a low malignant potential which include overlapping infectious, immunologic, and neoplastic processes. Recently, many histological subtypes have been defined.
Material and Method: In the present study, 151 cutaneous classic KS lesions in 56 patients were retrospectively evaluated with regard to histological subtypes. Determination of the subtypes was based on the predominant histopathological component in the lesion. We examined changes in epidermis and dermis along with intratumoral inflammatory response characteristics in the lesions. By defining histopathological variants of the cases, differences regarding subtypes were investigated.
Results: Cases that bear the ordinary characteristics of KS and those that can not be classified otherwise, comprised 82..8% of the study group. Twenty-six cases showed consistency with the subtypes outlined in the literature in terms of their histopathological properties. The most common histological subtype was the lymphangiectatic variant in 7.3% of the cases. Bullous (2.6%), lymphangioma like (2.6%), intravascular (2%), and pyogenic granuloma like (2%) variants were less common. The most uncommon histological subtype was micronodular (0.6%) type. Lymphangiectatic, bullous, intravascular, and pyogenic granuloma like variants were frequently observed in the nodular stage of KSs. Lympangioma like changes were seen to be present in the early KS lesions. Lymphangiectatic type was oftenly associated with bullous component, whereas pyogenic granuloma like type demonstrated superficial ulceration and intense inflammatory response. Lymphangioma like and intravascular types exhibited a characteristic appearance, while other variants were accompanied by components belonging to different subtypes.
Conclusion: In KS, histopathological subtypes can develop as a result of different pathological processes. The next stage of the current study, which is one of the largest case series in the literature, will be investigation of the clinical and prognostic characteristics of the variants.