




















Dergimiz 2012 aralık sayısıyla karekod sistemi uygulamasına başlamıştır.
Makalelerin üzerinde bulunan Karekodu dilediğiniz akıllı cihazınız ile okutarak makaleyi indirebilir veya meslektaşlarınızlada paylaşa bilirsiniz.
Cihazınıza QR codeReader app indirerek uygulamayı kullanmaya başlayabilirsiniz.
Apple app için tıklayınız
Android app için tıklayınız
| BAŞYAZI | |
| 1. | Amerika Birleşik Devletleri’nde Dermatoloji Asistan Eğitimi: Türk Dermatoloji Asistan Eğitiminde Yeni Bir Model Oluşturulabilir mi? Gonca Gökdemir, Adem KöşlüSayfalar 14 - 19 Makale Özeti | |
| 2. | Alopesi Areatada Tedavi Yaklaşımları Aproaches in the treatment of alopecia areata Ekrem Aktaş, Deniz AykolSayfalar 20 - 27 Alopesi areata (AA) tedavisi planlanırken, tutulan bölgenin alanı ve hastanın yaşı başta olmak üzere hastanın cinsiyeti, hastalık süresi, tutulan bölgenin özellikleri ve gebelik gözönünde bulundurulmalıdır. Biz bu makalede, yerli ve yabancı literatürleri gözden geçirerek, AA tedavisindeki genel yaklaşımları ve yeni tedavi şekillerini, aşağıdaki sınıflandırma kapsamında hazırladık; A-Güncel tedaviler ve yenilikler; Kortikosteroidler, minoksidil, antralin, immunmodulatörler, fotokemoterapi, diğer tedaviler; siklosporin, sulfosalazin, interferon, takrolimus, nikel ve izoprinozin, dapson, imiquimod, talidomid, aromaterapi, kriyoterapi, akupunktur, timektomi, selektif seratonin reuptake inhibitörleri (SSRI), nonfarmakolojik metodlar, psikiyatrik tedavi yaklaşımları ve hasta eğitimi. B-Saç Gelişimindeki Yeni Araştırmalar; Kıl follikül kültür sistemleri ve saçlı deri implantasyonları C-Gen Tedavisi Çalışmaları |
| 3. | Hirsutizmli Kadınlarda Oligomenore, Akne Sebore ve Androgenetik Alopesi Sıklığı The frequency of menstruel irregulation, acne, seborrhea and androgenetic alopecia in women with hirsutizm Filiz Cebeci, Nahide Onsun, Ömer ÜmmetoğluSayfalar 28 - 31 Hirsutizm, kadında vücut kıllarının erkek modelinde dağılımını ifade eder. Bu çalışmanın amacı; hirsutizme eşlik eden menstrüel irregülasyon, akne, sebore ve androgenetik alopesi sıklık sırasını belirlemek, kutanöz androjenizasyon bulgularının her zaman çok görünümlü bir klinik birliktelik oluşturup oluşturmadığını araştırmaktı. Çalışma grubunda hirsutizme sırasıyla %57.34 sebore, %53.89 akne, %42.07 menstrüel irregülasyon ve seyrek olarak ta %8 oranında androgenetik alopesinin eşlik ettiği gözlendi. SAHA sendromu şeklinde ise oran %2.5 idi. Sendromun bütün komponentlerinin her zaman bir birliktelik oluşturmadığı sonucuna varıldı. |
| 4. | Psoriasis Vulgaris Hastalarında Serum ACE Düzeyi Serum ACE activity in patients with psoriasis vulgaris Mukaddes Kavala, Zafer Türkoğlu, Müyesser ErtuğrulSayfalar 32 - 35 Son yıllarda psoriasisin patogenezinden nöropeptidler de sorumlu tutulmaktadır. Biz de çalışmamızda nöropeptidleri parçalayan anjiotensin konverting enzim (ACE)’in psoriasisli hastalarda serum düzeyini ve hastalık ve tedavi ile ilişkisini araştırdık.Bu amaçla psoriasis vulgarisli 132 hastanın tedavi öncesi, 121 hastanın tedavi sonrası ve 65 kişilik kontrol grubunun serum ACE düzeyleri ölçüldü. 112 hastaya topikal, 20 hastaya sistemik (asitretin) tedavi uygulandı. Topikal tedavi kullanan ve kontrole gelmeyen multipl lezyonlu 11 hasta değerlendirmeye alınmadı. Serum ACE düzeyleri tedavi öncesi ve sonrası ölçüldü. Serum ACE düzeyleri psoriasis vulgarisli hastalarda (38.76 U/L) kontrol grubuna (27.6 U/L) göre anlamlı derecede yüksek saptandı(p<0.001).Psoriasisli hastalardaki tedavi sonrası saptanan değer (32.22 U/L) tedavi öncesi (38,13 U/L) ile karşılaştırıldığında aradaki fark anlamlı bulundu(p<0.001). Ayrıca serum ACE düzeyinde topikal tedavi ile (% 15.68) sistemik tedaviye göre (%5,4) daha belirgin düşüş gözlendi. Sonuçlarımız ACE ile psoriasis vulgaris arasında bir ilişki olabileceğini göstermektedir. ACE’nin doku ve serum ile yapılacak yeni çalışmalarla birlikte psoriasisde nörojenik inflamasyonda spesifik bir parametre olarak kabul edilebileceğini düşünmekteyiz. |
| 5. | Alopesi Areatada Lens Tutulumu Lens changes in alopecia areata Sayfalar 36 - 39 Alopesi areata (AA) otoimmun hastalıklarla birlikteliği ve tırnak ve göz tutulumunun söz konusu olması nedeniyle sistemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Göz tutulumu ile ilgili araştırmalar az sayıda olup, en çok katarakt ve semptomsuz lens kalsifikasyonuna yöneliktir. Lens ve fundus tutulumunun hastalığın etyopatogenezinde veya prognozunda etkili olup olmadığını araştıran sınırlı sayıdaki çalışmaların sonuçları birbiriyle uyumlu değildir. Bu çalışmada AA’lı hastalarda lentiküler tutulumun varlığı, ve hastalığın prognozun etkisini belirlemek amaçlanmıştır. AA tanısı alan 100 hasta ( 45 kadın, 55 erkek) ile 100 kişilik kontrol grubunda cinsiyet ve yaş kaydı, ve sistemik hastalık açısından değerlendirme ve dermatolojik muayene yanı sıra rutin ve biyomikroskopik oftalmolojik inceleme uygulanmıştır. Lens tutulumu 100 hastanın 27’sinde (%27) ve 100 kişilik kontrol grubunun 25’inde (%25) saptanmış, hasta ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Ayrıca lens tutulumunun alopesinin çeşidi, eşlik eden hastalıklar, tırnak tutulumu ve hastalığın prognozunda etkisi olmadığı belirlenmiştir. AA’da görülen lens kesifliklerinin normal popülasyon ile benzer sıklıkta olduğu, hastalığı herhangi bir açıdan etkilemediği ve bu nedenle AA’lı hastaların takibinde rutin oftalmolojik muayenelerinin gereksiz olduğu sonucuna varılmıştır. |
| 6. | Uygulamalı Lazer Kursu Sayfa 40 Makale Özeti | |
| 7. | Vitiligo Etyolojisinde Nöropeptid Y’nin Rolü Var mı? Is there an any role of neuropeptide Y in the etiology of vitiligo? Savaş Yaylı, Sevgi Bahadır, Orhan Değer, Gülseren Cimşit, Köksal AlpaySayfalar 41 - 45 Sinir uçlarından salınan çeşitli nöropeptidlerin vitiligoya yol açabileceği savunulmaktadır. Çalışmamızda, vitiligolu hastaların serum Nöropeptid Y (NPY) düzeylerini ölçerek, NPY’nin, hastalığın klinik tipleri ve hastalık aktivitesi ile ilişkisini araştırmayı amaçladık. Çalışmaya 35 vitiligolu hasta ve kontrol grubu olarak da 30 sağlıklı gönüllü alındı. Otuz beş hasta, vitiligonun klinik tipleri ve hastalık aktivasyonu açısından gruplandırıldı. Hastalar ve kontrol grubunu oluşturan gönüllülerin serum NPY düzeyleri ölçülerek karşılaştırıldı. Ayrıca, hastalığın klinik tipleri ve hastalık aktivasyonuna göre NPY düzeyleri gruplar arasında karşılaştırıldı. Vitiligolu hastalar ve kontrol grubu arasında serum NPY düzeyleri açısından fark saptanmadı (p>0.05). Vitiligolu hastalardan generalize, fokal ve segmental tip hastalığı olanların ortalama NPY düzeyleri, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında elde edilen farklar istatistiksel anlam taşımıyordu (p>0.05). Vitiligonun klinik tiplerine ait ortalama NPY düzeyleri kendi aralarında karşılaştırıldığında da fark yoktu (p>0.05). Progressif hastalığı olan vitiligoluların ortalama NPY düzeyleri, stabil hastalığı olanlardan farklı değildi (p>0.05). |
| 8. | Doğumsal Multipl Glomanjiyom: Olgu Sunumu Congenital multiple glomangiomas: case reprt Emine Derviş, Gül Barut, Sadullah KarunSayfalar 46 - 50 Glomanjiyomlar kutanöz arteriyovenöz anastomozları çevreleyen, ısı düzenleyici fonksiyonu olan nöromiyoarteryel hücrelerden kaynaklanan selim tümörlerdir. Soliter ve multipl tipleri vardır. Multipl glomanjiyomlar son derece nadirdir ve daha sık görülen soliter glomus tümörleriyle klinik ve histolojik farklılıklar gösterirler. Bu yazıda konjenital multipl glomanjiyomlu, 18 yaşında, bir bayan hasta sunulmuş ve glomanjiyomlara ilişkin literatür gözden geçirilmiştir. |
| 9. | Vulvar Lenfanjioma Sirkumskriptum: Bir Olgu Sunumu Circumscribed vulvar lenfangioma: case report Ayşe Gül Erdoğan, Deniz Balaban, Kadriye KoçSayfalar 54 - 56 Lenfanjiom, lenfatik endotelle çevrili, dilate lenf kanallarından oluşan hamartomatöz bir oluşumdur. Gerçek bir neoplazi değil, malformasyon olarak kabul edilir. En sık görülen tipi olan lenfanjioma sirkumskriptum, genellikle doğumda ve çocuklukta, nadiren de erişkin dönemde ortaya çıkabilir. Bu yazıda literatürde seyrek rastlanan ve skrofuloderma sikatrisi zemininde gelişen bir lenfanjioma sirkumskriptum olgusunu sunmaktayız. |
| 10. | 5-Fluororasil’e Bağlı Pellegra, Fissür ve Ağrılı Akral Eritem Gelişen Meme Karsinomlu Bir Olgu A case of breast carcinoma with pellegra, fissur and palmoplantar erythrodysesthesia secondary to 5-fluorouracil Ayşe Pınarbaşı, Ertan YılmazSayfalar 60 - 62 Sistemik 5-fluorourasil (5-FU) kullanımına bağlı birçok kutanöz reaksiyon rapor edilmiştir. Bu bildiride; grade II invaziv duktal meme karsinomu tanısıyla modifiye radikal mastektomi sonrası uygulanan 5-FU kemoterapisinin altıncı haftasında pellagra gelişen 48 yaşında bir kadın hasta rapor edilmektedir. Hastada ayrıca akral eritem, her iki ayak tüm parmak aralarında fissür ve ayak tırnaklarında pigmentasyon saptandı. 5-FU tedavisi kesilen ve 400 mg/gün dozda niasin verilen hastada, tedavinin birinci ayından itibaren pellagra ve diğer bulgularda dramatik gerileme gözlendi. Olgu; malin tümörü olan ve 5-FU benzeri ilaç kullanan hastalarda nikotinik asid eksikliğinin öneminin yeterince vurgulanması ve 5-FU’e ait farklı yan etkilerin bir arada bulunması nedeniye sunulmaktadır. |
| İZLENİM | |
| 11. | Eğitim Programı Geliştirme ve Değerlendirme Becerileri Kursu Sayfa 66 Makale Özeti | |
| YENİ YAYINLAR | |
| 12. | Yeni Kitaplar Sayfa 67 Makale Özeti | |
| 13. | Haber Sayfası Sayfa 68 Makale Özeti | |
| DERMATOLOJİ 2005 | |
| 14. | Program Sayfalar 69 - 71 Makale Özeti | |