E-ISSN 2651-5164 / Print-ISSN 2717-6398
Fifty-six Cases with Mediterranean Spotted Fever: Evaluation of Tick-Borne Spotted Diseases in Turkey [Turkderm-Turk Arch Dermatol Venereol]
Turkderm-Turk Arch Dermatol Venereol. 2009; 43(4): 139-143

Fifty-six Cases with Mediterranean Spotted Fever: Evaluation of Tick-Borne Spotted Diseases in Turkey

Gönül Şengöz, Filiz Yıldırım, Kadriye Kart Yaşar, Ümit Tözalgan, Özlem Altuntaş Aydın
Haseki Training and Research Hospital, Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Istanbul, Turkey

Background and Design: There are very few clinical series about Mediterranean Spotted Fever (MSF) reported from Turkey. Fifty-six patients admitted with fever and rash were diagnosed as MSF in our hospital by clinical, epidemiological signs and Weil-Felix test. We aimed to take attention to the similarities and differencies with another tick-borne infection Crimean-Congo Haemorrhagic Fever (CCHF) reported lately in Turkey. Material and Method: Between 1989-2006 years 56 cases were diagnosed as rickettsioses based on epidemiological, clinical and laboratory data. We evaluated the patients retrospectively using by “Diagnosis guide for tick transmitted infections in Europe” prepared by ESCMID Study group for Coxiella, Anaplasma, Rickettsia and Barthonella (ESCAR). We compared two diseases according to the Fisher’s exact test in clinical and laboratory characteristics. Results: Twenty-nine female and 27 male cases reached to 25 point according to ESCAR diagnostic scoring were included into the present study. Age distribution was 20-80 years (mean 43), duration of hospitalization was 1-38 days (mean 8 days). Tache noire was established in most of the cases (64%). All of the cases were recovered by 7-10 days of doxycyclin treatment except one case stayed in hospital for 38 days and died. When it is compared statistically haemorrhagic manifestations, history of tick exposure, nausea and vomiting, thrombocytopenia and leukopenia rates were found higher in CCHF (p<0.05). Conclusion: Whereas MSF and CCHF have similar seasonal and clinical features and transmitted by the tick, the treatment regimen and mortality rates differ. In Istanbul we realised that some of the cases reported as possible CCHF were found to be MSF later, for this reason in patients who has fever and maculopapular rash with a history of tick exposure, MSF should always be kept in mind. The differential diagnosis of CCHF and MSF which can cause epidemics in our country should be done by newly developed molecular tests and diagnosis guides.

Keywords: Rickettsioses, MSF, CCHF, tick

Elli Altı Akdeniz Benekli Ateşi Olgusu: Ülkemizde Keneyle Bulaşan Döküntülü Hastalıkların İrdelenmesi

Gönül Şengöz, Filiz Yıldırım, Kadriye Kart Yaşar, Ümit Tözalgan, Özlem Altuntaş Aydın
Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye

Amaç: Ülkemizden Akdeniz Benekli Ateşine (ABA) ait yayınlanmış veriler sınırlı sayıdadır. Döküntü ve ateş yakınması ile başvuran 56 hastaya kliniğimizde klinik, epidemiyolojik bulgular ve Weil-Felix testi ile ABA tanısı konmuş, literatürde ülkemizden bildirilmiş, keneyle bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olguları ile benzerlik ve farklılıklarına dikkat çekilmek istenmiştir. Gereç ve Yöntem: 1989-2006 yılları arasında epidemiyolojik, klinik ve laboratuvar özellikleri ile 56 riketsiyoz olgusuna tanı konmuştur. ESCAR çalışma grubu (ESCMID Study Group for Coxiella, Anaplasma, Rickettsia and Bartonella) tarafından hazırlanan “Avrupa’da Kene ile Bulaşan Bakteriyel Hastalıklar Tanı Kılavuzu” ile hastalar retrospektif olarak değerlendirilmiştir. ABA ve KKKA; klinik ve laboratuvar özellikleri açısından Fisher’in exact testi ile karşılaştırılmıştır. Bulgular: ESCAR tanı kılavuzuna göre gerekli 25 puana ulaşmış 29’u kadın 27’si erkek 56 olgu çalışmaya dahil edildi. Yaş dağılımı 20-80 yaş (ortalama 43), hastanede kalış süresi 1-38 gün (ortalama 8) idi. Olguların çoğunda 'tache noire' (%64) saptandı. Tedavide 7-10 gün doksisiklin kullanılan olgulardan 38 gün hastanede yatan ve kaybedilen tek olgu dışındaki diğerleri tamamen iyileşti. İstatistiksel olarak karşılaştırıldığında, hemorajik manifestasyonlar, kene teması öyküsü, bulantı-kusma, trombositopeni ve lökopeni oranları KKKA’lı olgularda ABA’ya göre yüksek bulundu (p<0,05). Sonuç: İkisi de keneyle bulaşan, benzer mevsimsel dağılım ve klinik bulgulara sahip ABA ve KKKA’da, tedavi ve mortalite oranları farklıdır. İstanbul’da olası KKKA olarak bildirilen olguların bir kısmının sonradan ABA olduğu anlaşıldığından; kene teması olan, ateş ve döküntülü hastalarda, ABA her zaman akılda tutulmalıdır. Yeni geliştirilen moleküler yöntemler ve tanı kılavuzları, ülkemizi etkileyen ve epidemiler yapabilen KKKA gibi kene ile bulaşan, ateş ve döküntülü hastalıkların ayırıcı tanısını sağlayarak ABA’nın gözden kaçmasını önleyebilir.

Anahtar Kelimeler: Riketsiyoz, ABA, KKKA, kene

Gönül Şengöz, Filiz Yıldırım, Kadriye Kart Yaşar, Ümit Tözalgan, Özlem Altuntaş Aydın. Fifty-six Cases with Mediterranean Spotted Fever: Evaluation of Tick-Borne Spotted Diseases in Turkey. Turkderm-Turk Arch Dermatol Venereol. 2009; 43(4): 139-143

Corresponding Author: Gönül Şengöz, Türkiye
Manuscript Language: Turkish
LookUs & Online Makale